Kara enerjinin kaynağına dair bir teori, evrenin genişlemesini hızlandırdığına inanılan bu gizemli olgunun süper kütleli karadeliklerden kaynaklanabileceğini iddia etti ve bu iddia kozmoloji ve fiziğin en karmaşık konularından ikisini – karadelikler ve kara enerjiyi – birleştirerek, kara enerjinin kaynağının teorisyenlerin burunlarının dibinde olduğunu öne sürdü. Ancak bazı önde gelen teorisyenler bu fikre derinden kuşkuyla yaklaşıyor.
“Benim için önerdikleri şey anlamsız,” diyor Albert Einstein’ın genel görelilik teorisinde uzmanlaşan Chicago Üniversitesi teorik fizikçisi Robert Wald. Diğer teorisyenler ise radikal iddiaya daha açık görünüyor – hatta yanlış çıkarsa bile. “Ben kişisel olarak heyecanlıyım,” diyor Teorik Fizik için Perimeter Enstitüsü’nden astrofizikçi Niayesh Afshordi.
İlk bakışta, karadelikler ve kara enerji birbirleriyle hiçbir ilgisi olmayan şeyler gibi görünüyor. Genel göreliliğe göre, bir karadelik sadece kendi enerjisiyle varlığını sürdüren, kütleçekim kuvvetinin o kadar güçlü olduğu bir alandır. Bu garip varlıklar, devasa yıldızlar çöktüğünde, sadece kütleçekim alanları geride kaldığında ortaya çıktığı düşünülür. Galaksilerin merkezlerinde, Güneş’in milyonlarca veya milyarlarca katı kütleli süper kütleli karadelikler olduğu düşünülmektedir.
Buna karşılık, kara enerji, harfi harfine uzayı germekte olan ve evrenin genişlemesini hızlandıran gizemli bir olgudur. Teorisyenler kara enerjinin, bir elektrik alanı gibi yeni bir tür alanda veya boş uzayın temel özelliklerinden biri olabileceğini düşünüyorlar.
Peki, ikisi nasıl bağlantılı olabilir? Kuantum mekaniği, boş uzayın vakumunun, boşluğun her yerine yayılan bir enerji türü içermesi gerektiğini öne sürüyor. Bu enerjinin, kütleçekime karşı koyan bir kuvvet uygulayan evren boyunca yayıldığı düşünülüyor ve kara enerjinin kimliği için uygun bir adaydır. 1966’da Sovyet fizikçisi Erast Gliner, Einstein’ın denklemlerinin aynı zamanda dış gözlemciler tarafından tam olarak bir karadelik gibi görünebilecek nesneleri de üretebileceğini gösteriyor.
0 yorum