Düalizm felsefi bir kavramdır ve Descartes tarafından öne sürülmüştür. Descartes, insanların sadece fiziksel makineler olup olmadığına ilişkin bir soru sormuştur. Bu soruya verdiği yanıt ise hayır olmuştur. Descartes, insanların hem maddeden oluşan bedenlere sahip olduklarını hem de maddesiz zihinlere sahip olduklarını iddia etmiştir.
Descartes’e göre, hayvanlar sadece fiziksel makinelerdir ve sadece bedenlerden oluşurlar. Ancak, insanlar hayvanlardan farklıdır çünkü insanlar hem bedenlere hem de zihinlere sahiptirler. Beden, maddeden oluşan fiziksel bir varlıktır ve fiziksel dünyaya aittir. Zihin ise maddesiz bir varlıktır ve fiziksel dünyadan bağımsızdır. Descartes, insanların bedenleri ölümlü olsa da, zihinlerinin ölümsüz olduğunu ve beden öldükten sonra da varlıklarını sürdürdüklerini düşünmüştür.
Descartes, bu farklılığı “düalizm” olarak adlandırmıştır. Düalizm, varlıkların iki ayrı türü olduğunu öne sürer: maddi varlıklar ve maddi olmayan varlıklar. Maddi varlıklar bedenleri ifade ederken, maddi olmayan varlıklar ise zihinleri ifade eder.
Descartes’in düalizm teorisi, çağdaş felsefe ve psikoloji alanlarında hala tartışılmaktadır. Bazı filozoflar ve bilim adamları, Descartes’in düalizm teorisini eleştirmişlerdir. Onlara göre, zihin ve beden ayrı değil, birbirine bağlıdır ve birbirlerini etkilerler. Bazıları ise düalizmin doğru olduğunu ve insanların hem maddi hem de maddi olmayan varlıklar olduğunu düşünmektedirler.
Sonuç olarak, Descartes’in düalizm teorisi insan varlığının iki ayrı türden oluştuğunu savunur. Beden, maddi bir varlıkken, zihin maddi olmayan bir varlık olarak kabul edilir. Bu teori halen tartışılmakta ve farklı bakış açılarından ele alınmaktadır.
Descartes, “Meditations on First Philosophy” adlı eserinde varoluşsal bir şüpheyi ifade eder ve bunu aşmak için iki kanıt sunar:
- İlk Kanıt (Bilgi Kanıtı): “Ben düşünüyorum, öyleyse varım” ya da “Cogito ergo sum” (Düşünüyorum, öyleyse varım) olarak bilinir. Descartes, düşünmenin varoluşa işaret ettiğini ve kendisinin düşündüğünü doğrulayarak var olduğunu savunur. Bu kanıt, diğer her şeyin sorgulanabilir olduğunu ancak düşüncenin şüphe edilemez olduğunu öne sürer.
- İkinci Kanıt (Tanrı Kanıtı): Descartes, kendisine her şeyi yaratan bir Tanrı’nın var olması gerektiğini iddia eder. Descartes, kendisinin tamamlanamayan bir varlık olduğunu düşündüğünden, kendisi gibi tamamlanmamış bir varlığın Tanrı tarafından yaratılmış olması gerektiğini savunur. Tanrı’nın varlığı, Descartes’in şüphelerini gidermesine yardımcı olarak varoluşsal krizini çözmesine katkıda bulunur.
Bu iki kanıt, Descartes’in varoluşsal şüphesini aşmasına yardımcı olur ve ona dünya hakkında daha kesin bilgi elde etme imkanı verir.
Film Kesitleri
“Dürtülerini inkar etmek bizi insan yapan şeyleri inkar etmektir.”
“Gerçeği” nasıl tanımlarsın?
Eğer, hissedebildiğin koklayıp, tadıp, görebildiğin
şeylerden söz ediyorsan “gerçek”, beyne iletilen elektrik sinyallerinin yorumlanmasıdır.
0 yorum